Kadınların katkıları terörle mücadelede kilit rol oynuyor

Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield

Kadınlar genellikle terörün kurbanları olarak görülür. Ancak aslında kadınlar, aşırılık yanlısı şiddeti önlemede ve bu eylemlere verilen yanıtta önemli rol oynuyor.

Şiddet içerikli aşırıcı faaliyetler dünya genelinde büyük ölçüde arttı. Birleşmiş Milletler'e göre bu faaliyetler giderek daha fazla kadını ve kadın haklarını hedef alıyor. Teröristler, cinsel içerikli ve cinsiyetçi şiddet eylemlerine girişiyor, farklı toplumlarda yaşayan insanları korkutuyor, sosyal dokuya zarar veriyor.

Bunun sonucu olarak kadınlar genellikle terörün kurbanları olarak kabul ediliyor. Ancak aslında kadınlar, aşırılık yanlısı şiddeti önlemede ve bu eylemlere verilen yanıtta önemli rol oynuyor. Amerika'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, “Kadınlar ve kızlar genellikle barış müzakerelerinin ön saflarında yer alıyor, yardım sağlıyor, toplumlara destek oluyor. Ancak aynı zamanda artan şiddet riskiyle de karşı karşıya kalıyorlar, özellikle de hem çevrimiçi hem de çevrimdışı ortamlarda cinsiyet temelli şiddete maruz bırakılıyorlar” şeklinde konuştu.

“Kadınlar ve kızlar çatışmaları önlemeyi, barış ve güvenlik inşa etmeyi ve terörü önlemeyi amaçlayan karar alma süreçlerinde devamlı olarak daha az temsil ediliyorlar” diyen Linda Thomas-Greenfield, “Şiddet ve aşırıcılık yanlıları kasten çevrimiçi taciz, şiddet ve istismar eylemlerine daha çok yöneliyor. Bu eylemler çevrimdışına taşıp fiziksel ortamlarda da yaşanabiliyor, kadınların evlerine ve yaşadıkları toplumlara sıçrıyor. Bunun amacı liderleri ve demokratik hareketleri baskı altına almak” ifadelerini kullandı.

Bu nedenle aşırıcılıkla mücadele yolunu belirlerken kadınların ve erkeklerin kendilerine özgü ihtiyaç ve deneyimlerini dikkate almak, bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor. Bunun için kadınların terörle mücadele çabalarına dahil edilmeleri gerekiyor.

“Kadınları terörü önleme çabalarından uzak tutmak, kadınların aşırılık yanlısı şiddeti önlemeye yapacakları olası katkıları ortadan kaldırmak demektir” diyen Linda Thomas-Greenfield, “Cinsiyet

dinamiklerinin terörle mücadele çabalarını nasıl etkilediğini ve bunlardan nasıl etkilendiğini anlamak çok önemli-- özellikle de terör gruplarının cinsiyet temelli şiddeti bünyelerine militan kazandırmak için bir araç ve yerel toplumları terörize etmede bir taktik olarak kullandıkları dikkate alındığında” şeklinde konuştu.

Kadınlar terörü önlemeye yönelik çabaların her seviyesine kendi bakış açıları ve deneyimlerini getirdiklerinde alınan sonuç çok daha etkili oluyor ve terörle mücadele kampanyaları sürdürülebilir hale geliyor.

“Linda Thomas-Greenfield, “İnsan haklarını güvence altına almak, kadınların ve kızların toplum çapında tam, eşit ve anlamlı katkıda bulunmalarını sağlar ve terörü önleme çabalarının başarılı olması için daha geniş kapsamlı koşullar oluşturur. Terörden etkilenen kadın ve kızların ihtiyaçlarını karşılamamız, güvenlik süreçlerinde kadınların katılımını sağlamamız; adalet, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü öne çıkarmamız kritik önem taşıyor” dedi.

Thomas-Greenfield, “Amerika, insan haklarına saygılı bir çerçevede, cinsiyet eşitliğine de yer vererek sivil toplumla, Birleşmiş Milletler'le ve üye ülkelerle terörle mücadelede, cinsiyet temelli şiddeti önlemede işbirliği yapmaya devam edecek” dedi.