Önümüzdeki 10 yıl içinde nükleer cephanesini en az iki katına çıkarmayı hedefleyen Çin Halk Cumhuriyeti çok tehlikeli ve istikrar bozabilecek bir oyun oynuyor. Eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Ocak ayının ilk günlerinde yayınlanan bir makalesinde “Pekin kaç tane nükleer silahı olduğunu, kaç tane daha geliştirmeyi planladığını veya bu silahlarla ne yapmayı düşündüğünü açıklamayı reddediyor. Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun beş daimi üyesi arasında en az şeffaf olanı” diyerek konuyla ilgili kaygılarını paylaştı.
Çin Komünist Partisi’nin gizlemesine rağmen bütün dünya Pekin’in karada, havada ve denizde nükleer gücünü hızla genişletmeye ve modernize etmeye çalıştığını ve bunu yaparken de ABD ile diyaloğa bile girmeyi reddettiğini biliyor.
Uydu görüntüleri, Halkın Kurtuluş Ordusu’nun (PLA) 2049’a kadar birinci sınıf bir ordu inşa etme yolundaki ilerlemesini gösteriyor. Çin’de düzenlenen bir askeri geçit töreninde, Amerika kıyılarını 30 dakika içinde vurabilecek Donfeng-41 füzesi de yer aldı. Pompeo “PLA bu füzeyi yakın gelecekte füze rampalarına ve mobil platformlara konuşlandıracak ve eğer böyle giderse Çin önümüzdeki 10 yıl içinde nükleer silah deposunu iki katına çıkaracak” dedi..
PLA, stratejik nükleer gücünü genişletmenin yanısıra ülkenin kıyısına binden fazla balistik füze yerleştirdi. Bu silahların çoğuna nükleer veya konvansiyonel savaş başlığı takılabilir. ABD, bu silahların Doğu Asya’daki ABD güçlerini hedef almak, ABD’nin müttefiklerini sindirmek ve Çin’in baskıcı dış politikalarını desteklemek üzere kullanılacağı uyarısında bulunuyor.
Pekin’in giderek daha saldırgan hale gelen nükleer tutumu, nükleer gücü olmayan komşularını tehdit ediyor ve Çin’in nükleer bir çatışmada silahları ilk kullanan taraf olmama ilkesine bağlılığının sorgulanmasına yol açıyor. Buna karşın, ABD ve diğer demokrasiler, şeffaflık ilkesinin yanı sıra uluslararası nükleer silah normlarına saygı göstermeye ve nükleer silahlanma yarışını önlemek için silahların kontrolu alanında öneriler geliştirmeye devam ediyor. ABD, “Diğer nükleer güçlerle kriz yönetimi konusunda sağlam ve güvenilir bir iletişim ağı kurduk ve Çin’i de aynı şeyi yapmaya teşvik ediyoruz” diyor.
ABD, Çin liderlerini nükleer silahların bütün kategorilerini kapsayacak yeni bir silah kontrolu anlaşması hazırlamak için ABD ve Rusya’yla birlikte çalışmaya davet ediyor.
Washington, Amerika’nın dostlarına da bir uyarı yaptı ve “Amerika’nın nükleer caydırıcılığına bağımlı olan ve silahların kontrolu konusuna öncülük edenler de dahil çok sayıda ülke, Pekin’in silahlanması karşısında sessiz kalıyor” dedi.
Tarih bu konuda çok açık: Çin dahil bütün büyük güçler dünyanın en tehlikeli silahları konusunda sorumlu davranmalı. Sorumsuz hükümetleri ve tavırlarını kabullenen ülkelerin bedel ödemesi kaçınılmazdır.