ABD 2231 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı kapsamında sahip olduğu hakları kullandı ve İran’a karşı, 18 Ekim’de geçerlilik süresi dolan silah ambargosu dahil bir dizi yaptırımı yeniden devreye soktu. Ayrıca Başkan Donald Trump, Tahran’a yeni yaptırımlar getiren bir başkanlık kararnamesi imzaladı. Bu kararnamede İran’ın nükleer, füze ve konvansiyonel silah faaliyetlerine destek veren 10’un üzerinde kurum ve kişiye ihracat kısıtlamaları da getiriliyor.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bir basın toplantısında, Başkan Trump’ın kararnamesini “BM silah ambargosunu uygulamak ve BM yaptırımlarını delmeye çalışanları sorumlu tutmak için yeni ve güçlü bir araç” olarak tanımladı.
Dışişleri Bakanı Pompeo “Bugünkü eylemlerimiz tüm dünyanın duyması gereken bir uyarıdır. Kim olursanız olun, eğer BM’nin İran’a uyguladığı silah ambargosunu ihlal ederseniz, yaptırım riskiyle karşı karşıya kalırsınız” dedi.
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Kelly Craft bu adımların, Güvenlik Konseyi’nin İran’a karşı silah ambargosunu genişletme konusunda başarısız olması üzerine atıldığını söyledi.
Craft, “Daha önce defalarca söylediğim gibi, BM başarısız olsa bile biz olmayacağız. Güvenlik Konseyi üyelerinin, Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (JCPOA) İran’ın nükleer hırslarını zapt edebileceği yönündeki boş umudu bu üyeleri, BM’in 2231 sayılı kararıyla uygulanan silah ambargosunu uzatma zorunluluklarından muaf tutmaz. Beklentimiz, bütün BM üyelerinin yasal zorunluluklarını yerini getirmeleri ve İran yaptırımlarını yeniden devreye sokmalarıdır” şeklinde konuştu.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, İran rejimi nükleer anlaşma kapsamında verdiği sözleri tutmadığında, ABD’nin “snapback” (karşı tepki) mekanizmasını kullanarak BM’nin İran’a karşı yaptırımlarını yeniden devreye sokabilme hakkına sahip olmasının, ABD’nin 2015’te JCPOA anlaşmasını onaylamasında kilit rol oynadığını vurguladı.
O’Brien, “İran rejimi nükleer silah programı hakkında sürekli yalan söyledi ve uluslararası müfettişlere gereken erişimi sağlamayı reddetti. Bugünkü adımlarımız İran rejimine bu tarz bir davranışın hoşgörülmeyeceği konusunda açık bir mesaj veriyor. ABD uluslararası topluma da net bir mesaj veriyor: İran’a taviz verenler ve imkan sağlayanlar sonunda İran’ın kötü niyetli faaliyetlerine sırt çevirmek zorundalar” dedi.
Ulusal Güvenlik Danışmanı O’Brien sözlerini şöyle sürdürdü:
“İran rejimi, kaynaklarını nükleer bomba veya bölgesel hegemonya peşinde koşarak israf etmek yerine İran halkına istediği ve hak ettiği hayatı vermeli. O da gelişen, refah içinde bir İran’dır. Başkanın da açıkça belirttiği gibi eğer İran barış yolunu seçerse, Amerika o yolda İran’ın yanında yürümeye hazırdır.”