Hamas'ın üst düzey liderlerinden İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinden bu yana üç hafta geçti. İran rejimi, Haniye'nin öldürülmesinden İsrail'i sorumlu tuttu ve misilleme sözü verdi.
Nisan ayında İsrail'in Suriye'de Devrim Muhafızları'nın iki üst düzey mensubunun öldürüldüğü bir saldırı düzenlemesinin ardından, İran ilk kez İsrail'e doğrudan füze ve insansız hava araçlarıyla saldırmıştı. Bu saldırılar ABD ve bölgesel ortaklarının yardımıyla İsrail'in savunması tarafından büyük ölçüde etkisiz hale getirildi.
Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, İran'ın son haftalarda bazı hazırlıklar yaptığını ve çok az uyarı ya da hiç uyarı olmadan bir saldırının gerçekleşebileceğini söyledi.
Kirby, “Açıkçası bunu çok ama çok yakından izliyoruz. İran ile doğrudan diplomatik ilişkileri olan mevkidaşlarımız ve kişiler aracılığıyla İran'a mesaj veriyoruz ve elbette bunu yapmak için kendi yöntemlerimiz ve araçlarımız da var. Mesajlarımız bugüne kadar hep tutarlı oldu. Burada gerilimin tırmandığını görmek istemiyoruz ve (İran'ın) saldırısının sonucunu önlemek istiyoruz” dedi.
Kirby, yoğun diplomasiye ek olarak, ABD'nin bölgedeki varlığını; savunma kabiliyetleri, gemiler, uçaklar ve diğer askeri kabiliyetlerle, İran'ın (İsrail'e) bir tür saldırıda bulunmayı seçmesi halinde buna hazır olunduğundan emin olmak için güçlendirdiğini söyledi. Kirby ''Bunu hem kendimizi, tesislerimizi, insanlarımızı hem de İsrail'i savunmak için yapıyoruz'' dedi.
Kirby, “Tahran'ın niyetinin ne olduğu konusundaki söylem oldukça agresif. Bunu ciddiye almak zorundayız” diye konuştu.
Kirby, İran'ın İsrail'e bir saldırı düzenleyip düzenlemeyeceğinin ya da böyle bir saldırının nelere yol açabileceğinin net olmadığını da sözlerine ekledi. “İşte bu yüzden, diplomatik cephede bunu engelleyip engelleyemeyeceğimizi görmek için çok çalışıyoruz. Eğer önleyemezsek de askeri alanda buna hazır olduğumuzdan ve İsrail'in de buna hazır olduğundan emin olmak için çok sıkı çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bu, ABD hükümetinin görüşlerini yansıtan bir yazıdır.