İran’ın yeni cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan, İsrail ile, Gazze’deki Hamas ve Lübnan’daki Hizbullah gibi İran’ın Ortadoğu’daki vekilleri arasında süregelen çatışmalar nedeniyle gerilimin arttığı bir dönemde, 30 Temmuz’da, yemin ederek görevine başladı. Pezeşkiyan, İsrail’e karşı savaşan sözde “direniş cephesini” övdü ve İran’ın bu cepheye verdiği desteğin dini bir zorunluluk olduğunu söyledi.
Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılan Hamas’ın üst düzey liderlerinden İsmail Haniye’nin Tahran’da bir suikasta kurban gitmesiyle tansiyon daha da yükseldi. Suikastten birkaç saat önce de Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuat Şükür Beyrut’ta bir İsrail füzesiyle öldürüldü.
Saldırılarda herhangi bir dahli olmayan ABD, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu defalarca vurguladı. Bununla birlikte ABD, ihtilaflara diplomatik bir çözüm bulunması için yeniden çaba gösterilmesi çağrısında bulunuyor. Bunu, kısa vadede, Gazze’deki çatışmalar için mevcut ateşkes önerisi üzerinde anlaşmaya vararak yapıyor.
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, yemin töreninde yaptığı konuşmada, Filistinliler’e desteğini ifade etmenin yanı sıra, “dünya ile normal ilişkileri” savundu ve ABD ve diğer ülkeler tarafından İran’a uygulanan ekonomik yaptırımları kınadığını belirtti. Yaptırımların kaldırılması için çalışacağı vaadinde bulunan Pezeşkiyan, yaptırımları baskıcı ve adaletsiz olarak nitelendirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, ABD’nin, İran sözkonusu olduğunda adil olmama hususunda farklı bir bakış açısına sahip olduğunu söyledi:
“Amerika Birleşik Devletleri, İran rejiminin kadınlara ve kız çocuklarına yönelik muamelesinin adil olmadığını düşünüyor. İran rejiminin, protestolara, seslerini duyurmaya çalışan, İran rejiminin [gerçekleştirdiği] eylemlerle ilgili görüşlerini ifade eden sıradan insanlara defalarca baskı uygulamasının adil olmadığını olmadığını düşünüyoruz. Bunlar İran halkının karşı karşıya kaldığı gerçek adaletsizlikler. Bunlar bizzat İran rejiminin kendi halkına uyguladığı adaletsizlikler.”
Sözcü Yardımcısı Patel, ABD’nin İran rejimini “boş laflarla değil, gerçekleştirdiği eylemlerle değerlendireceğini” söyledi. Geçmişte bu eylemler arasında nükleer yükümlülüklerini ihlal etmek, terörizm ihraç etmek, vekil grupları finanse etmek ve “demokrasinin temel esaslarını, insan haklarının temel esaslarını” göz ardı etmek olduğunu belirtti.
Patel, [İran] uluslararası dünya düzeninin bir üyesi ve tarafı olmak istiyorsa, uluslararası dünya düzenine saygı duyması ve bu düzene uyması gerekiyor” dedi.
Bu, Amerikan hükümetinin görüşlerini yansıtan bir yazıdır.