Tarihin bize öğrettiği bir şey varsa, o da sınırların ötesinde işbirliği yapıldığında insanlığın daha iyi, daha güçlü ve daha güvenli olduğudur.
Çok taraflılığın ya da ulusların ortak sorunların üstesinden gelmek için biraraya gelmesinin en önemli avantajlarından biri, ülkelerin terörizm ve salgın hastalıklar gibi ulusal sınırları aşan sorunları ortak sorumluluk ve yük paylaşımı yoluyla çözmelerine olanak sağlaması. Birleşmiş Milletler'in (BM) kurulmasının ardında yatan düşüncenin bir kısmı da buydu.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, Birleşmiş Milletler Şartı'nın temel ilkeleri arasında “Toprak bütünlüğü, insan haklarına saygı ve uluslararası işbirliğinin” yer aldığını söyledi.
Thomas-Greenfield, “Bunlar bizim değerlerimiz; her birimizin desteklemeyi kabul ettiği ortak ilkeler ve bunlar Birleşmiş Milletler'in en büyük başarılarının temelini oluşturdu. Ortak ilkelerimiz, nükleer silahların yayılmasının önüne geçmemize ve kitlesel zulümleri önlememize yardımcı oldu. Yıllar süren çekişmelerin ardından barışı tesis etmemize ve ihtiyaç sahiplerine umutsuzca ihtiyaç duydukları insani yardımı sağlamamıza yardımcı oldu” dedi.
Büyükelçi Thomas-Greenfield, “Birleşmiş Milletler mükemmel değil. Çatışma ve çelişkilerle dolu, son derece kusurlu bir dünyayı yansıtıyor” diye konuştu.
“Yine de bu kurum ve çok taraflılık varlığını sürdürüyor, çünkü varlığını sürdürmesine ihtiyacımız var. Hepimizi etkileyen, sınır tanımayan zorluklarla mücadele etmek için etkili bir Birleşmiş Milletler'e ihtiyacımız var” dedi.
Büyükelçi Thomas-Greenfield, “ABD, gelişmekte olan ülkeler dahil tüm üye ülkelerin önceliklerini daha iyi yansıtmak için bu kurumu ve daha geniş anlamda çok taraflı sistemi modernize etmeye ve güçlendirmeye kararlı” diye konuştu.
Thomas-Greenfield bunun yöntemleri arasında, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmanın önündeki ekonomik engelleri ele almak için Çok Taraflı Kalkınma Bankaları'nın hissedarlarıyla birlikte çalışmayı, Güvenlik Konseyi'nin kendisini reforme etme çabalarını desteklemeyi; hesap verebilirliği ve şeffaflığı teşvik etmeyi ve bu organın Küresel Güney'den daimi temsil dahil coğrafi olarak farklı perspektifleri içermesini sağlamayı sıraladı.
“Bu bizim görevimiz. Birleşmiş Milletler tam da böyle zamanlar için tasarlandı. Bu nedenle, BM Şartı'nın ve onun egemenlik, toprak bütünlüğü, barış ve güvenlik gibi temel ilkelerinin arkasında toplanmalıyız” diyen Thomas-Greenfield, “Çok taraflılığı, siyasi açıdan uygun bir moda sözcük olarak değil, hepimizi etkileyen konularda gerçek ilerleme sağlamanın bir aracı olarak kabul etmeliyiz” dedi.
Bu, ABD hükümetinin görüşlerini yansıtan bir yazıdır.