Kadınların eşitliği ve güçlenmesiyle bir ulusun istikrarı arasında doğrudan bağlantı olduğuna dair kanıtlar gittikçe artıyor. Ancak bu, İran rejiminin tanımayı reddettiği bir bağlantı.
22 yaşındaki Mahsa Amini'nin geçen yıl Eylül ayında İran ahlak polisi tarafından İslami giyim kurallarını ihlal ettiği için tututklanmasının ardından hayatını kaybetmesi ülke genelinde kitle gösterilerine neden olmuştu.
Kadınlar, eşleri, oğulları, erkek kardeşleri ve arkadaşları katıldıkları binlerce kişilik gösterilerde Amini'nin ölümünün ardından, kadınları başörtüsü takmaya, saçlarını örtmeye ve bol giysilerle vücutlarını kapatmaya zorlayan yasakları protesto etti. Göstericiler ‘Kadın! Yaşam! Özgürlük!’ sloganlarıyla yolsuzluğu, kötü muameleyi ve rejimin baskısını protesto etti.
Bu, İran İslam Cumhuriyeti'nin 1979'daki kuruluşundan bu yana karşılaştığı en büyük gösteriler oldu.
İranlı liderler ahlak polisinin devriye turlarını geçici olarak durdurdu, ancak diğer taraftan protestoları sert şekilde bastırdı: 500 kişi hayatını kaybetti, 20 bin kişi tutuklandı ve en az 7 kişi idam edildi.
Mahsa Amini'nin tutuklanmasının yıldönümüne iki ay kala ise polis yetkilileri şu andan itibaren giyim kurallarına uymamakta ısrar eden kadınları öncelikle uyaracaklarını, sonra da tutuklayacaklarını açıkladı.
Açıklama bu yılın başında yetkililerin başörtüsü takmayan müşterilere hizmet veren işyerlerini kapatma uygulamasının ardından geldi. Ayrıca aralarında oyuncu Azadeh Samadi'nin de olduğu birçok ünlü, düzgün kapanmadıkları gerekçesiyle yasayı çiğnedikleri için kovuşturmayla karşı karşıya kaldı.
ABD, İran'da kadınlara karşı başörtüsü zorunluluğu konusundaki yeni baskı kampanyasından kaygı duyuyor. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, "Görünen o ki rejim son protestolardan hiçbir şey öğrenmemiş" dedi.
Stratejik İletişim Ulusal Güvenlik Koordinatörü John Kirby ise İranlı kadınlar dinlerini nasıl yaşayacakları ve kamuya açık yerlerde nasıl giyineceklerine kendileri karar verebilmeli" ifadelerini kullandı.
Kirby, ABD'nin İrah ahlak polisiyle ölüm ve yaralanmalara neden olan zalim baskı politikasına müdahil diğer kurumları zaten yaptırım kapsamına aldığını hatırlattı, "Eğer rejime daha çok baskı yapmak için ek adımlar atmamız gerektiğini düşünürsek de bunu da yapacağız" dedi.