Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) dünyayı daha güvenli bir hale getirdi ancak Dışişleri Bakanı Antony Blinken anlaşmanın gittikçe daha fazla baskı altında olduğuna dikkat çekti.
Soğuk Savaş döneminde, 18 ülkenin temsilcileri biraraya gelerek Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nın taslağını hazırladı. Takip eden yıllarda, dünyadaki neredeyse tüm ülkeler NPT’ye dahil oldu.
Nükleer silah kapasitesi olan ülkeler stoklarındaki silah sayısını azaltmaya başladı ve böylece NPT dünyayı daha güvenli bir hale getirmiş oldu. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken NPT’nin son durumunun değerlendirildiği konferansta yaptığı konuşmasında, anlaşma üzerindeki baskının daha da arttığına vurgu yaptı.
İran, nükleer kapasitesini arttırma yolunda ilerlemeye devam ediyor. Her ne kadar İranlı yetkililer, Mart ayından bu yana, Kapsamlı Eylem Planı’nı yeniden devreye sokma taraftarı olduklarını sözlü olarak ifade etseler de, müzakerelerde net bir uzlaşmaya henüz varılamadı. Bakan Blinken, İran’ın nükleer programınının, yaptırımların azaltılması koşuluyla küçültülmesinin hedeflendiği anlaşmaya geri dönülmesinin “hala hem ABD, hem İran, hem de dünya için en iyi sonuç” olacağını belirtti.
Bir taraftan da, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı açtığı savaşla uluslararası hukuk sert bir şekilde ihlal edilmiş oldu. Bu, Ukrayna’nın 1994 yılında Budapeşte Protokolü çerçevesinde NPT’ye dahil olmasıyla sağlanan güvenceyi de tehdit altına sokuyor. Protokol uyarınca, Ukrayna’nın sınırları içindeki tüm nükleer silahları ortadan kaldırması şartıyla Rusya da Ukrayna’nın bağımsızlığına ve sınırlarına saygı duyma vaadini vermişti.
“Dünyanın hiçbir yerinde güç, korkutma ya da şantaj yoluyla nükleer caydırma politikaları izlenemeyeceğini” savunan Blinken, “NPT’ye dahil olan tüm nükleer silah sahibi ülkelerin uyması beklenen bir dizi ilke ve uygulamayı İngiltere ve Fransa ile birlikte yayınladık. Bunlar arasında, nükleer silahların bir daha asla kullanılmaması için gereken her türlü çabanın sarfedilmesi de yer alıyor.”
Amerika, bedeli yüksek olan silah yarışının önüne geçme ve mümkün olan her koşulda silah kontrolu programlarını devreye sokma konusunda kararlı. Öyle ki, Başkan Joe Biden, Rusya ile Yeni START Anlaşması’nın süresini 2026’ya kadar uzatmak için müzakere masasına oturdu. Biden ayrıca Yeni START’ın yerine geçecek bir anlaşma üzerinde de görüşmeye hazır olduğu mesajını verdi.
ABD, nükleer silahları temelinde topraklarına, müttefiklerine ve ortaklarına karşı düzenlenecek olası nükleer saldırılar karşısında caydırıcılık rolü oynuyor. ABD nükleer silah kullanma eğilimini sadece yaşamsal çıkarlarını savunmak için aşırı tehlikeli durumlarda gösterecektir.